25 Ağustos 2009 Salı

Bugün hava bir 20 mayıs gününde ne kadar kötü olabilirse o kadar kötüydü. KPSS denen zibidiliğe başvurma telaşım olmasa balkondan kafamı bile çıkarmazdım. Babetlerle yağmura yakalanmış bir kız gördüm ve üç saniyeliğine onunla empati kurmayı deneyince sıkıntım büsbütün arttı. (neden insanların babet giydiğini de anlayamamışımdır zaten.) Bu tip sıkıntılı atmosferdelerde her zaman olduğu gibi bu işimi halletmem de mümkün olmadı.

***

Havaalnında algılarımın sınırını zorlayan bir meslek kolu var. insanlar ülkemizi ziyarete geliyorlar ve otele gitmek için taksi tutmak yerine araç kiralıyorlar. buraya kadar absürd bi durum yok. uçak çıkışı greeterlar ellerinde kağıtlarla bi saat boyunca gelmelerini bekliyorlar.greeterlar bunları kaçırırlarsa ya da ufak bi aksaklıkta bikaç dakika bekletmek zorunda kalırlarsa bu insanların kaprisini çekmek zorundalar. bunun bi iş olması kafamı karıştırıyor. bi sırt çantasıyla taksiye atlamayıp mercedes bekleyen bi adamın egosuyla ilgili kitap yazabileceğimi düşünüyorum. ve greeter arkadaşlar ne zaman karşılamaya gitseler ben bir kez daha böyle bir iş olduğu için şaşırıyorum.

***

kişisel gelişim konusuna kafayı takmam sonucu üretebildiğim tek özlü söz şu oldu:


hayat yağlı güreş gibidir, elenseyi hızlı çekemezsen kıspetin içindeki eli hissedersin.

***




Günümüzde günahtan arınmanın yerine suçluluğun sanki bir marifetmiş gibi itiraf edilmesi geçti. Hele bir 'kendimi suçlu hissediyorum' deyin, ne sihirdir ne keramet, cezanızı çekmiş sayıyorlar. (benim olamiycak kadar güzel bi tespit)


***

Diskografisini dinlemek isteyip üşendiğim grupları buraya not aliyim: depeche mode, portishead, black heart procession, çoğunu dinlemiş olsam da tool. depeche mode fragile tension çok güzelmiş.


***

Yaptığım bi hata sonucu yıldız tilbeyi hayatıma dahil ettim. o iki lanet şarkının kafamda dönüp durmasını engelleyen tek şarkının ondkall olması da garip geliyor.


***

10 yıldan fazla süredir tanıdığım arkadaşım Mazhar Alanson'u mazhar elensın diye telafuz edince ne yapsam bilemedim. bir diğer arakdaşım da canpare büsküğsünü yabancı marka sanıp kenpeyr diye istemişti.


***

beni hiç tanımayan insanların benimle her konuyu paylaşabilecekleri kadar yakın hissetmesi durumuna alışamıyorum. bunu sadece tanıdıklarım yapsa iyi olur. evleneciği kızın hayatındaki ilk kadın olacağını söylerken gözlerin parlaması ve benden onay bekleyen bakışlar, yatmadığın bi insanla nasıl evlenebilirsin kontra sorusunu sormamı engelliyor. karşımdakinin moduna girmeyip kendim olmam lazım artık.

14 Ağustos 2009 Cuma

Vampir olmanın muazzam bir şey olacağına an itibariyle karar verdim. Yapmak istediklerini gerçekleştirmek için önünde zaman sınırı yok. ''Dünyadaki en büyük arp ustası olucam.'' şeklinde talihsiz bir cümle kursanız bile lafınızı yemek durumunda kalmazsınız.


Arp çalan vampir olmak için atıcağım ilk adım bir arp ustası bulmak olurdu ve bunu aramaya 10 yıl harcayabilirdim. Sağda solda göreceğim herşeyi denemek isteyeceğim düşünülürse ustayla büyük zaman aralıklarıyla görüşürdüm. Pek de umurumda olmazdı.