20 Şubat 2011 Pazar

orta son mu orta iki mi ne, yaz tatilinde alanya'ya gitmiştik. gerçekten iyi bi tatil geçirmiş olmalıyım ki döndüğümde şu rüyayı görmüştüm:

sahilde arkadaşımla gezerken suyun içinde bi mağara girişi keşfediyoruz. normalde cesaret edemeyeceğimiz şeyleri rüyamızda yapma geleneği burda da sürüyor ve ben mağara girişine doğru dalıyorum. su o kadar dingin ve olabilecek en iyi renkte ki transa geçip uzun süre açıklara doğru ilerliyorum. bi boşluğa gelip su üstüne çıkınca daha ileriye gitmek için cesaret bulup tekrar suya dalıyorum. suyun dibi kum, hiç yosun yok ve yerebatan sarnıcındaki medusa heykelini andıran heykeller var. belli bi alanda baya bi yüzdükten sonra sahile geri yüzüyorum ve gördüklerimi kimseye anlatmıyorum rüyada. hatta rüyayı bile kimseye anlatmıyorum ki insan kalabalığı o güzelliği de bitirmesin.

onyedi şubat ikibinonbir gecesi bu rüyanın devamını gördüm. kimseye bahsetmediğim güzellikler birisi tarafından keşfediliyor. ben habersiz bi şekilde sualtı mabedimi görmeye giderken sahile konulmuş turnikeleri görüp yıkılıyorum. dayanamayıp parayı veriyorum ve orayı keşfeden ve bunun sonucunda zengin olmuş adamın böbürlenmelerini dinlemek zorunda kalıyorum. herkese cesareti sayesinde burayı keşfettiğini ve dünya çapında meşhur biri olduğunu anlatıyor. ben suya dalıyorum ve hiçbişeyin eskisi gibi olmadığını görüp üzülüyorum.

ikinci rüya gerçekten de baya saçma. ama dehşet içinde uyandım. çünkü on yıldan uzun bi süre önce gördüğüm rüyanın ikincisiydi. aklımı kaçıracak gibi oldum, insepşın bi süre basit geldi. sonra tekrar gördüm. su altındaki heykeller de alanya tatili öncesi pamukkalede bi otelin havuzunun içinde bulunan heykeller. beyin, ne güzel ve ne kadar korkutucu bişeysin sen..