13 Mayıs 2010 Perşembe

Bu sabah işe gitmek için kapı kolunu çevirdiğimde ilahi bir mesaj aldığımı sandım. Kilidi açmıştım ama kapı açılmıyordu. Birkaç kez denerken bir yandan da bana gönderilen mesajın içeriğini anlamaya çalışıyordum. Annemi çağırdım, açamadı. Babam kapı kolunu kırdı. Bense işe geç kaldığım için mutluydum. Normal bir güne uyanışımdan daha zor gelmişti bu sabah kalkmak.

İlk aklıma getirdiğim hırsızların kapıyı zorlayıp bozma ihtimaliydi. Dışarıdan komşu açmaya çalışırken bunu eledimçünkü mutlu olmamla örtüşmüyordu.

İkinci ihtimal gazetelerde yayınlanacak beni haber bültenlerine taşıyacak cinstendi. İşe gittiğimiz araba kaza yapacaktı. Ve ben evde kilitli kaldığım için kurtualacaktım. Final Destination tadındaki bu senaryo güzeldi. İnanmasak da doğaüstü olayların eğlenceli olduğunu inkar edecek değiliz.

3. senaryo, işte araba kullanırken çuvallayacağım kötü senaryoydu. Kapı bu yüzden açılmasın istiyordum. Derken kapıdaki dilin bozulduğu anlaşıldı. Üst kattaki çelik kapıcı komşu olayı çözmüştü ve ben işe gitmek üzere yoldaydım.

Mutluluğumu sevmediğim bi komşu bozmuştu. Kapı bütün gün açılmasa ne güzel uyurdum. Yoldayken komşu hakkında düşündüm de kapıyı açtığı için değil dünyanın en şeker kızına (kendi kızı) bağırırken duyduğum için ondan nefret ediyordum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder