22 Nisan 2009 Çarşamba

Usul usul yağan nisan ayının ayrı bir tadı olan nisan yağmurunu her canlı gibi ben de severim. Tatlı bi serinlik, tertemiz hava, parklarda toprak kokusu... Bu kez bahar yağmuru ilk iki cümlede saçmalamamı ''Sana mı kaldı komik edebi cümleler kurmak?'' diye azarlarcasına müthiş bir öngörüyle cezalandırdı. Havalalar ısınıcak, yağmuru yazın çok ararız biraz serinleyelim mantığıyla yola çıkıp perfect storm a şahit oldum. Sokakta panik içinde koşanlar , fırtınanın kalbinde sevdiklerini arayıp vedalaşmak isteyenler. Bu insanlar drama etkisini arttırmak için dalga sesi çıkarıyorlardı. Dalgalar her an yutabilirdi bizi. Benim kontürüm yoktu arayamadım kimseyi. Krizi fırsata çevirme geyiğine bir halka da ben ekledim. Yağmurda sığınacak yer arayan insanlar için boş dükkanlar kiralayıp paraya para dememeye karar verdim. Sonra kafelerin ve diğer dükkanların da bu basit işleve sahip olduğunu görüp bu işi de zengin olduğumda gerçekleştireceğim projelere ekledim. Açıcağım diğer dükkanlar da; Moonspell Dürümcüsü, Şeytan Rıdvan Gothic Fashion ve Mert'e sermaye sağlayacağım The Smiths Simit Sarayı. Enteresan fikri olanlar comment yazsın maddi manevi her türlü yardıma hazırım efendim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder