8 Temmuz 2010 Perşembe

Bu maçı İspanya'nın alacağını bilmek için ahtapot olmaya gerek yok

İşsiz olmanın verdiği saçmalama potansiyeliyle bilim adamlığı yapmaya devam ediyorum. İstanbul'un en güzide sitelerinden havuz suyu numunesi alıp ph değerlerini vs. ölçtük arkadaşımla. Kendini çok havalı sanan vasat insanların sitesinde halk kahramanları gibi karşılanmak egomu ne şekilde etkiledi, şaşkınlıktan denetleyemedim bile. 7 tane site gezdim. En tuhafı Göktürk denen yerdi. Gitmeden önce ne biçim yerdir, kim yaşar orda gibi aşağılayıcı cümleler kurdum. Bu lafları sonradan yutacağımı tahmin edemezdim. Dağın içine yerleştirilmiş, İstanbul'un trafiğinden kendini soyutlamayı başarmış bi ilçe. Sitenin havuzuna geldiğimde insanların çalışmaları gerekmeyen bi hayat kurmayı başardıklarını gördüm. Orta yaşlı adamlar, karısı ve çocuklarıyla o park senin, şu havuz benim takılıyolardı.Yöneticiye sordum: bu insanların işi nerde, burası nereye yakın gibilerinden bişeyler. Buradakiler pek işe gitmiyor, çoğu borsacı, banka genel müdürü, ya da büyük şirketlerin CEO'ları yanıtını aldım. Ne kadar çok CEO var ya. İlk duyduğumdan beri ''see you'' yu çağrıştırıyor bana. Bi süre çalışıyosun. CEO oluyosun, see you diyip kafana estiğinde işe gitmeye başlıyorsun.
Günün sonunda Kuruçeşme Divan'ın havuzuna gittik. Akşam 8'de gittiğimiz için kimse yoktu. 15 dakika kadar durduk içerde ama ömrüm birkaç yıl uzamıştır. Havuz surların dibinde, sarmaşıklar tarafından çevrelenmiş durumda ve boğaz manzarası var. Daha fazla konuşmak istemiyorum. Kendi küçük hayatıma dönmem lazım. KPSS, sonrasında iş ve diğer sıradan kaygılar...

3 yorum:

  1. ahuehua ahtapot olmaya gerek yok nerden çıktı yaa, çokkomik resmen:D

    YanıtlaSil
  2. bi ahtapot var. maçtan önce bunun akvaryumuna iki ülkenin bayraklarını koyuyorlar. hangisinin üstüne gelirse o tur atlıyor. dünya kupasında sadece bi kez yanılmış. ismi de vardı da unuttum :)

    YanıtlaSil
  3. hıığ o zaman o kadar komik diilmiş:D

    YanıtlaSil